Yalova yakınlarından başlayarak neredeyse Bolu’ya kadar uzanan Samanlı Dağları doğa yürüyüşleri için birbirinden hoş parkurlarıyla biliniyor. Uzun yıllardan beri trekking severlerin gözdesi olan bu dağlar son yıllarda kayak, snowboard gibi doğa sporları yapmaya da olanak veriyor.
Doğu’dan Batı’ya uzanan Samanlı Dağları’nın en yüksek noktası olan Kartepe’de, 2005 yılında hizmete açılan tesisler, İstanbul’dan kolaylıkla ulaşılması sayesinde oldukça rağbet görüyor. Kartepe, İstanbul’dan sadece 130 kilometre uzaklıkta. Üstelik bu yolun 100 kilometresi otoban, kalan 30 kilometresi ise muhteşem doğa manzaralarına sahip, son derece düzgün bir yol. E-6 olarak adlandırılan otobandan Sapanca yakınlarına gelindiğinde kahverengi tabela Kartepe çıkışını işaret ediyor. Turistik alanları işaret eden kahverengi yol tabelası gideceğiniz yerin güzelliği konusunda ilk işaret aslında. Tabelanın işaret ettiği Kartepe’ye giden yol Maşukiye Köyü’nden geçiyor.
Kartepe’den çok önceleri ünlü olan Maşukiye, dere kenarına kurulmuş restoranları ve doğanın içinde vakit geçirmeye olanak veren konumuyla tanınıyor. Maşukiye’nin nüfusu 1864 yılında bölgeye gelen Çerkeslerle, Kafkasya’dan göç eden Mohdi Lazları’ndan oluşuyor. Burada halk son derece misafirperver. Özellikle son yıllarda bölgede gelişen turizm olanakları sayesinde gelir düzeyleri eskiye oranla yükselmiş durumda. Kartepe’den doğup gelen Aygır ve Yayla Dereleri kenarında her zevke hitap edecek çeşitlilikte restoran var. Meşe, çınar, gürgen, kestane, ıhlamur ve daha onlarca çeşit ağacın arasında mevsimine göre delice ya da durgun akan derelerin sesi insana huzur veriyor. Tabii bu huzurun verdiği mutluluğu ikiye katlayan da restoranların sunduğu birbirinden lezzetli yemekler oluyor.
YEMEK KEYFİ
Kiremitte alabalık ve peynirli mantar restoran mönülerinin olmazsa olmazı. Ancak seçenekler bunlarla sınırlı değil. Kiremitte köfte, tavuk ve daha pek çok çeşit yiyecek odun ateşinde pişirilerek tüm doğallığıyla servise sunuluyor. Restoranların mönüleri, lezzetleri ve fiyatları üç aşağı, beş yukarı aynı. Bu nedenle sizin yapmanız gereken tek şey, size en çok keyif verecek, manzarası güzel bir masa seçmek.
Yemek öncesi, dere boyunca yapacağınız kısa yürüyüşler iştahınızı açmakla kalmayacak, oksijen depolamanıza da yardımcı olacaktır. Derenin geldiği, derin vadinin içine yapılacak daha uzun yürüyüşler, kesinlikle bir trekking grubuyla ve rehber eşliğinde yapılmalıdır; çünkü ilk başlarda oldukça kolay görünen bu parkur derenin içlerine doğru bölgenin en zorlu parkuruna dönüşüyor.
Maşukiye Köyü’nden Kartepe’ye çıkan yolun başında hediyelik objeler satan dükkânlar sıralanmış. Ahşap eşyaların yanısıra sazdan yapılmış çeşitli küçük objeler satılıyor bu dükkânlarda. Dönüşte eşinize dostunuza götürebileceğiniz en uygun hediyelikleri bu mütevazı dükkânlarda bulabilirsiniz. Ayrıca odun ateşinde pişmiş ünlü Vakfıkebir ekmeğini de Maşukiye’de bulmanız mümkün.
Maşukiye’den sonra yol artık yılankavi yükselmeye başlıyor. Yükseldikçe manzara renkleniyor, güzelleşiyor. Bir tarafta tüm zarafetiyle Sapanca Gölü görünürken, diğer tarafta tüm etkileyiciliğiyle İzmit Körfezi uzanıyor. Yol oldukça düzgün olmasına rağmen, gölgede kalan bazı virajlar özellikle sabah ve akşam saatlerinde buzlanma nedeniyle tehlikeli olabiliyor.
DOĞANIN İZİNDE
Kartepe her mevsim farklı güzellikler sunsa da, özellikle kış aylarında karla birlikte bir başka güzel oluyor. Yol bir süre sonra ikiye ayrılıyor. Eğer soldan giderseniz yaz ve bahar aylarının büyüleyici mekânı Kuzu Yayla’ya ulaşıyorsunuz. Kış aylarında daha çok trekking grupları yürüyüş için kullanıyor yaylaya giden yolu. Kış aylarında yayla pek rağbet görmüyor, bu nedenle yol karla kaplı ve araçla geçmek pek mümkün değil. Ama sessizliğin içinde karla kaplı bir zeminde yürüyüş yapmak için ideal. Zirveye yani kayak tesislerine devam eden yol en kötü hava şartlarında bile kısa sürelerle trafiğe kapanıyor. Bölgede sürekli olarak yol açma çalışmaları yapılıyor. Ancak her ihtimale karşı Kartepe’deki oteli arayarak bilgi almakta ve benzin deposunu dolu tutmakta fayda var.
Kayak tesislerinin bulunduğu bölgede konaklama anlamında tek tesis Green Park Otel. Aslına bakarsanız, Kartepe’nin cazibe merkezi olmasının nedeni bu tesislerin açılmış olması. Yakın zamanlara kadar kuş uçmaz, kervan geçmez bir alan olan bölge otelin inşası ile bambaşka bir yer oluverdi.
Kayak tesislerinde uzunlukları 400 metre ile 3500 metre arasında değişen 12 adet pist bulunuyor. Bu pistlere ulaşmak içinse 4 adet telesiyej ve teleski hizmet veriyor. Özellikle haftasonları inanılmaz yoğunluk yaşanıyor. Otoparkta yer bulmaktan, kaymak için sıra beklemeye kadar pek çok sıkıntılı durum yaşanabiliyor. Bu nedenle imkânı olanlara, bölgeye yapılacak haftaiçi kaçamağının daha keyifli geçeceğini söylemekte fayda var. Tüm pistlerin toplandığı Kadıkonağı Çanağı, adından da anlaşılacağı gibi tepelerin arasında kalan bir çukur alan. Kış akşamlarının pek çok açık hava eğlencesi burada organize ediliyor. Sıcak şarap ve müzik eşliğinde düzenlenen partiler gün boyu süren keyfin devam etmesini sağlıyor.
Kartepe’nin bir diğer ilginç bölgesi Geyikalanı Çayırı. Ancak buraya ulaşmak için gidiş dönüş olmak üzere iki saatlik yürüyüşü göze almak zorundasınız. Yaz aylarında yaylaya çıkan köylülerin ahşap yayla evleri kış aylarında terk edilmiş görünümleriyle insana hüzün verse de, karlar altındaki görünümleriyle takvim yapraklarından çıkmış gibiler.
Tam anlamıyla saf doğanın içinden geçerek devam eden bu yürüyüş sırasında şansınız varsa çiftlikler de yetiştirilip doğaya salınmış geyikleri görebilirsiniz.
MAŞUKİYE KARTEPE / KOCAELİ
maşukiye,masukiye,kartepe,maşukiye otel,sapanca
maşukiye otel masukiye otelleri kartepe otel pansiyon